alpagut.org sitesinin yapım ve tüm yayın masrafları 2005 yılından bu yana Mustafa SUNA(DALLI MUSTAFA) tarafından karşılanmaktadır. alpagut.org adı Mustafa SUNA adına tescillidir..>
ALPAGUT RAMAZAN İLÂHİSİ Ramazan Ayında, camilerde teravih namazı kılınırken her dört rekatta selam verildikten sonra müezzin grubu tarafından topluca söylenir. Sen gelince cümle alem şen olur; Şen olur da, mescitler ma`mur olur. Sana ızzet etmeyenler hor olur. Merhaba ya Şehr-i Ramazan; Merhaba. Tut orucu; verme dinin hataya! Mevlâm farz eylemiş savmi bu aya. Nice canlar erişmedi bu aya.. Merhaba ya Şehr-i Ramazan; Merhaba. Münker ile olur terazi, mîzan; Aşık isen; sen bu aylara özen! On iki ayların şâhı Ramazan; Merhaba ya Şehr-i Ramazan; Merhaba. Sekiz cennet kapıları açılır; Açılır da, halka rahmet saçılır. Bu ayda ölene hulle biçilir. Merhaba ya Şehr-i Ramazan; Merhaba. Eğer hoşça tuttunuzsa orucu; Yarın bize hem şefaat kılıcı. Bu ayda ölene gelmez sorucu. Merhaba ya Şehr-i Ramazan; Merhaba. Not: Ramazan ayının on beşinden sonra nakarat bölümü: “Elveda ya Şehr-i Ramazan; elveda..” şeklinde söylenir. Derleyen: Mustafa SUNA ---------------------------------------------------------------------- PETİRİK EĞİRİRKEN (PAMUĞU İPLİK HALİNE GETİRİRKEN) SÖYLENEN İLÂHİ İkindiyi kılamadım; Peygamberi göremedim; Ben murada eremedim… Allâh, Allâh, Kerîm Allâh, Rahîm Allâh.. Akşam namazı tez geçer; Kilitli kapılar açar; Mevlâm rahmetini saçar… Allâh, Allâh, Kerîm Allâh, Rahîm Allâh.. Yatar isem yatsım kalır; İmânımı şeytan alır; Cehennemde yerim kalır… Allâh, Allâh, Kerîm Allâh, Rahîm Allâh.. Kaynak Kişi: Gülsüm SUNA Kızlık Soyadı:HAZAR Tanınan Nâmı: Dallı Yenge Derleyen: Mustafa SUNA -------------------------------- ALPAGUT KADIN OYUNLARINDAN “DOĞRU” OYUNUNUN TÜRKÜ SÖZLERİ: Yüksek minareden attım kendimi, Araya-araya buldum yarimi, Türlü çiçeklerden aldım rengini.. Ah yarim-vah yarim akşamlar oldu; Bizim kavuşmamız mahşere kaldı.. Evimin önünden gelir-geçersin, Savurda-savurda tütün içersin, Ne beni alır, ne de vaz geçersin.. Ah yarim-vah yarim akşamlar oldu; Bizim kavuşmamız mahşere kaldı.. Ak taşın altında sarı karınca. Oyuna kalkmışlar gelin-görümce, Aklımı aldırdım yari görünce… Ah yarim-vah yarim akşamlar oldu; Bizim kavuşmamız mahşere kaldı.. Ayva yapraklandı güller çillendi; Yarimin cebinde mendil kirlendi. Benim yarim küccecikken dillendi.. Ah yarim-vah yarim akşamlar oldu; Bizim kavuşmamız mahşere kaldı.. Kız pınar başında testi dolduru, Testinin kulpuna güller konduru, Eve gelir gül benzini solduru.. Ah yarim-vah yarim akşamlar oldu; Bizim kavuşmamız mahşere kaldı.. Kaynak Kişi: Gülsüm GÜLER Bilinen Namı: Kahya Gülsüm Yenge Kızlık Soyadı: MOZAK Derleyen: Esra SUNA(Torunu) Düzeltme: Mustafa SUNA -------------------------------------------------------------------------- MANİLERE YAZ GELDİ (ALPAGUT-TEMMUZ.2006) Domatesler kızardı.. Erik dalda bozardı.. Çepin vurdum karığa; Üstüm-başım tozardı!!(!) Elim çimen paklıyor.. Karga dalda “gaklıyor!” Karınca yola düşmüş; Kışa azık saklıyor..(!) Paçam doldu erice.(*) Dolu yağdı irice.. Çiftçimiz ağıt yakar; Mal kalmamış dirice! Fasulyede yok kılçık.. Toprak sulanmış; balçık.. Kart börülce satılmaz; Yağmur-çökek, Dal! Yol! Çık! Çaydan dinle şırıltı.. Arılardan zırıltı..! Malı para edenin; Gözlerinde pırıltı..! Geverlerde yok yarık.(**) Lebalep doldu arık.. Arık silme dolmazsa; Bekle dur!; çıkar karık.(!) Can erik, cana değdi.. Küpeli dalın eğdi.. Kara erik sorarsan; Pestili kışın yeğdi.. Tarhana seren boğa;(***) Siyah boğu tez oğa! Beyaz boğda tarhana; Bekle ki, güneş doğa!(!) (*)Erice: Kuru çimen püskülü. (**)Gever: arık ya da ark denen toprak su kanalından; karık denen ve suyun öbür karığa taşmaması için, yeli denen tümseklerle ayrılmış tarla bölümlerine suyun çevrildiği yer. (***)Boğ: Yere serilen ve bezden yapılan geniş sergi. Not: Bu mânîler derleme olmayıp tarafımdan yazılmıştır. ALPAGUT BEBEK NİNNİSİ Nenni deyip belediğim, Al kundağa doladığım, Uzun ömür dilediğim.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Uzun kavak boyun olsun, Selvi söğüt dalın olsun, Akan sular ömrün olsun.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Dağda davarın kışlasın, Ovada çiftin işlesin, Seni bize bağışlasın.. (Mevlâ) Nenni yavrum, nenni.. neni.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Sancağının dibi çukur. Kaytancılar kaytan dokur. Benim yavrum Kur’ân okur.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Kaynak Kişi : Ali BAĞCI( Büyük Dudu Ali) Derleyen : Mustafa SUNA MUSTAFA SUNA --------------------------------------------------------------------------
Ramazan Ayında, camilerde teravih namazı kılınırken her dört rekatta selam verildikten sonra müezzin grubu tarafından topluca söylenir.
Sen gelince cümle alem şen olur; Şen olur da, mescitler ma`mur olur. Sana ızzet etmeyenler hor olur. Merhaba ya Şehr-i Ramazan; Merhaba.
Tut orucu; verme dinin hataya! Mevlâm farz eylemiş savmi bu aya. Nice canlar erişmedi bu aya.. Merhaba ya Şehr-i Ramazan; Merhaba.
Münker ile olur terazi, mîzan; Aşık isen; sen bu aylara özen! On iki ayların şâhı Ramazan; Merhaba ya Şehr-i Ramazan; Merhaba.
Sekiz cennet kapıları açılır; Açılır da, halka rahmet saçılır. Bu ayda ölene hulle biçilir. Merhaba ya Şehr-i Ramazan; Merhaba.
Eğer hoşça tuttunuzsa orucu; Yarın bize hem şefaat kılıcı. Bu ayda ölene gelmez sorucu. Merhaba ya Şehr-i Ramazan; Merhaba.
Not: Ramazan ayının on beşinden sonra nakarat bölümü:
“Elveda ya Şehr-i Ramazan; elveda..” şeklinde söylenir.
Derleyen: Mustafa SUNA
---------------------------------------------------------------------- PETİRİK EĞİRİRKEN (PAMUĞU İPLİK HALİNE GETİRİRKEN) SÖYLENEN İLÂHİ İkindiyi kılamadım; Peygamberi göremedim; Ben murada eremedim… Allâh, Allâh, Kerîm Allâh, Rahîm Allâh.. Akşam namazı tez geçer; Kilitli kapılar açar; Mevlâm rahmetini saçar… Allâh, Allâh, Kerîm Allâh, Rahîm Allâh.. Yatar isem yatsım kalır; İmânımı şeytan alır; Cehennemde yerim kalır… Allâh, Allâh, Kerîm Allâh, Rahîm Allâh.. Kaynak Kişi: Gülsüm SUNA Kızlık Soyadı:HAZAR Tanınan Nâmı: Dallı Yenge Derleyen: Mustafa SUNA -------------------------------- ALPAGUT KADIN OYUNLARINDAN “DOĞRU” OYUNUNUN TÜRKÜ SÖZLERİ: Yüksek minareden attım kendimi, Araya-araya buldum yarimi, Türlü çiçeklerden aldım rengini.. Ah yarim-vah yarim akşamlar oldu; Bizim kavuşmamız mahşere kaldı.. Evimin önünden gelir-geçersin, Savurda-savurda tütün içersin, Ne beni alır, ne de vaz geçersin.. Ah yarim-vah yarim akşamlar oldu; Bizim kavuşmamız mahşere kaldı.. Ak taşın altında sarı karınca. Oyuna kalkmışlar gelin-görümce, Aklımı aldırdım yari görünce… Ah yarim-vah yarim akşamlar oldu; Bizim kavuşmamız mahşere kaldı.. Ayva yapraklandı güller çillendi; Yarimin cebinde mendil kirlendi. Benim yarim küccecikken dillendi.. Ah yarim-vah yarim akşamlar oldu; Bizim kavuşmamız mahşere kaldı.. Kız pınar başında testi dolduru, Testinin kulpuna güller konduru, Eve gelir gül benzini solduru.. Ah yarim-vah yarim akşamlar oldu; Bizim kavuşmamız mahşere kaldı.. Kaynak Kişi: Gülsüm GÜLER Bilinen Namı: Kahya Gülsüm Yenge Kızlık Soyadı: MOZAK Derleyen: Esra SUNA(Torunu) Düzeltme: Mustafa SUNA -------------------------------------------------------------------------- MANİLERE YAZ GELDİ (ALPAGUT-TEMMUZ.2006) Domatesler kızardı.. Erik dalda bozardı.. Çepin vurdum karığa; Üstüm-başım tozardı!!(!) Elim çimen paklıyor.. Karga dalda “gaklıyor!” Karınca yola düşmüş; Kışa azık saklıyor..(!) Paçam doldu erice.(*) Dolu yağdı irice.. Çiftçimiz ağıt yakar; Mal kalmamış dirice! Fasulyede yok kılçık.. Toprak sulanmış; balçık.. Kart börülce satılmaz; Yağmur-çökek, Dal! Yol! Çık! Çaydan dinle şırıltı.. Arılardan zırıltı..! Malı para edenin; Gözlerinde pırıltı..! Geverlerde yok yarık.(**) Lebalep doldu arık.. Arık silme dolmazsa; Bekle dur!; çıkar karık.(!) Can erik, cana değdi.. Küpeli dalın eğdi.. Kara erik sorarsan; Pestili kışın yeğdi.. Tarhana seren boğa;(***) Siyah boğu tez oğa! Beyaz boğda tarhana; Bekle ki, güneş doğa!(!) (*)Erice: Kuru çimen püskülü. (**)Gever: arık ya da ark denen toprak su kanalından; karık denen ve suyun öbür karığa taşmaması için, yeli denen tümseklerle ayrılmış tarla bölümlerine suyun çevrildiği yer. (***)Boğ: Yere serilen ve bezden yapılan geniş sergi. Not: Bu mânîler derleme olmayıp tarafımdan yazılmıştır. ALPAGUT BEBEK NİNNİSİ Nenni deyip belediğim, Al kundağa doladığım, Uzun ömür dilediğim.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Uzun kavak boyun olsun, Selvi söğüt dalın olsun, Akan sular ömrün olsun.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Dağda davarın kışlasın, Ovada çiftin işlesin, Seni bize bağışlasın.. (Mevlâ) Nenni yavrum, nenni.. neni.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Sancağının dibi çukur. Kaytancılar kaytan dokur. Benim yavrum Kur’ân okur.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Kaynak Kişi : Ali BAĞCI( Büyük Dudu Ali) Derleyen : Mustafa SUNA MUSTAFA SUNA --------------------------------------------------------------------------
PETİRİK EĞİRİRKEN (PAMUĞU İPLİK HALİNE GETİRİRKEN) SÖYLENEN İLÂHİ İkindiyi kılamadım; Peygamberi göremedim; Ben murada eremedim… Allâh, Allâh, Kerîm Allâh, Rahîm Allâh.. Akşam namazı tez geçer; Kilitli kapılar açar; Mevlâm rahmetini saçar… Allâh, Allâh, Kerîm Allâh, Rahîm Allâh.. Yatar isem yatsım kalır; İmânımı şeytan alır; Cehennemde yerim kalır… Allâh, Allâh, Kerîm Allâh, Rahîm Allâh.. Kaynak Kişi: Gülsüm SUNA Kızlık Soyadı:HAZAR Tanınan Nâmı: Dallı Yenge Derleyen: Mustafa SUNA -------------------------------- ALPAGUT KADIN OYUNLARINDAN “DOĞRU” OYUNUNUN TÜRKÜ SÖZLERİ: Yüksek minareden attım kendimi, Araya-araya buldum yarimi, Türlü çiçeklerden aldım rengini.. Ah yarim-vah yarim akşamlar oldu; Bizim kavuşmamız mahşere kaldı.. Evimin önünden gelir-geçersin, Savurda-savurda tütün içersin, Ne beni alır, ne de vaz geçersin.. Ah yarim-vah yarim akşamlar oldu; Bizim kavuşmamız mahşere kaldı.. Ak taşın altında sarı karınca. Oyuna kalkmışlar gelin-görümce, Aklımı aldırdım yari görünce… Ah yarim-vah yarim akşamlar oldu; Bizim kavuşmamız mahşere kaldı.. Ayva yapraklandı güller çillendi; Yarimin cebinde mendil kirlendi. Benim yarim küccecikken dillendi.. Ah yarim-vah yarim akşamlar oldu; Bizim kavuşmamız mahşere kaldı.. Kız pınar başında testi dolduru, Testinin kulpuna güller konduru, Eve gelir gül benzini solduru.. Ah yarim-vah yarim akşamlar oldu; Bizim kavuşmamız mahşere kaldı.. Kaynak Kişi: Gülsüm GÜLER Bilinen Namı: Kahya Gülsüm Yenge Kızlık Soyadı: MOZAK Derleyen: Esra SUNA(Torunu) Düzeltme: Mustafa SUNA -------------------------------------------------------------------------- MANİLERE YAZ GELDİ (ALPAGUT-TEMMUZ.2006) Domatesler kızardı.. Erik dalda bozardı.. Çepin vurdum karığa; Üstüm-başım tozardı!!(!) Elim çimen paklıyor.. Karga dalda “gaklıyor!” Karınca yola düşmüş; Kışa azık saklıyor..(!) Paçam doldu erice.(*) Dolu yağdı irice.. Çiftçimiz ağıt yakar; Mal kalmamış dirice! Fasulyede yok kılçık.. Toprak sulanmış; balçık.. Kart börülce satılmaz; Yağmur-çökek, Dal! Yol! Çık! Çaydan dinle şırıltı.. Arılardan zırıltı..! Malı para edenin; Gözlerinde pırıltı..! Geverlerde yok yarık.(**) Lebalep doldu arık.. Arık silme dolmazsa; Bekle dur!; çıkar karık.(!) Can erik, cana değdi.. Küpeli dalın eğdi.. Kara erik sorarsan; Pestili kışın yeğdi.. Tarhana seren boğa;(***) Siyah boğu tez oğa! Beyaz boğda tarhana; Bekle ki, güneş doğa!(!) (*)Erice: Kuru çimen püskülü. (**)Gever: arık ya da ark denen toprak su kanalından; karık denen ve suyun öbür karığa taşmaması için, yeli denen tümseklerle ayrılmış tarla bölümlerine suyun çevrildiği yer. (***)Boğ: Yere serilen ve bezden yapılan geniş sergi. Not: Bu mânîler derleme olmayıp tarafımdan yazılmıştır. ALPAGUT BEBEK NİNNİSİ Nenni deyip belediğim, Al kundağa doladığım, Uzun ömür dilediğim.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Uzun kavak boyun olsun, Selvi söğüt dalın olsun, Akan sular ömrün olsun.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Dağda davarın kışlasın, Ovada çiftin işlesin, Seni bize bağışlasın.. (Mevlâ) Nenni yavrum, nenni.. neni.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Sancağının dibi çukur. Kaytancılar kaytan dokur. Benim yavrum Kur’ân okur.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Kaynak Kişi : Ali BAĞCI( Büyük Dudu Ali) Derleyen : Mustafa SUNA MUSTAFA SUNA --------------------------------------------------------------------------
İkindiyi kılamadım; Peygamberi göremedim; Ben murada eremedim…
Allâh, Allâh, Kerîm Allâh, Rahîm Allâh..
Akşam namazı tez geçer; Kilitli kapılar açar; Mevlâm rahmetini saçar…
Yatar isem yatsım kalır; İmânımı şeytan alır; Cehennemde yerim kalır…
Kaynak Kişi: Gülsüm SUNA Kızlık Soyadı:HAZAR Tanınan Nâmı: Dallı Yenge
-------------------------------- ALPAGUT KADIN OYUNLARINDAN “DOĞRU” OYUNUNUN TÜRKÜ SÖZLERİ: Yüksek minareden attım kendimi, Araya-araya buldum yarimi, Türlü çiçeklerden aldım rengini.. Ah yarim-vah yarim akşamlar oldu; Bizim kavuşmamız mahşere kaldı.. Evimin önünden gelir-geçersin, Savurda-savurda tütün içersin, Ne beni alır, ne de vaz geçersin.. Ah yarim-vah yarim akşamlar oldu; Bizim kavuşmamız mahşere kaldı.. Ak taşın altında sarı karınca. Oyuna kalkmışlar gelin-görümce, Aklımı aldırdım yari görünce… Ah yarim-vah yarim akşamlar oldu; Bizim kavuşmamız mahşere kaldı.. Ayva yapraklandı güller çillendi; Yarimin cebinde mendil kirlendi. Benim yarim küccecikken dillendi.. Ah yarim-vah yarim akşamlar oldu; Bizim kavuşmamız mahşere kaldı.. Kız pınar başında testi dolduru, Testinin kulpuna güller konduru, Eve gelir gül benzini solduru.. Ah yarim-vah yarim akşamlar oldu; Bizim kavuşmamız mahşere kaldı.. Kaynak Kişi: Gülsüm GÜLER Bilinen Namı: Kahya Gülsüm Yenge Kızlık Soyadı: MOZAK Derleyen: Esra SUNA(Torunu) Düzeltme: Mustafa SUNA -------------------------------------------------------------------------- MANİLERE YAZ GELDİ (ALPAGUT-TEMMUZ.2006) Domatesler kızardı.. Erik dalda bozardı.. Çepin vurdum karığa; Üstüm-başım tozardı!!(!) Elim çimen paklıyor.. Karga dalda “gaklıyor!” Karınca yola düşmüş; Kışa azık saklıyor..(!) Paçam doldu erice.(*) Dolu yağdı irice.. Çiftçimiz ağıt yakar; Mal kalmamış dirice! Fasulyede yok kılçık.. Toprak sulanmış; balçık.. Kart börülce satılmaz; Yağmur-çökek, Dal! Yol! Çık! Çaydan dinle şırıltı.. Arılardan zırıltı..! Malı para edenin; Gözlerinde pırıltı..! Geverlerde yok yarık.(**) Lebalep doldu arık.. Arık silme dolmazsa; Bekle dur!; çıkar karık.(!) Can erik, cana değdi.. Küpeli dalın eğdi.. Kara erik sorarsan; Pestili kışın yeğdi.. Tarhana seren boğa;(***) Siyah boğu tez oğa! Beyaz boğda tarhana; Bekle ki, güneş doğa!(!) (*)Erice: Kuru çimen püskülü. (**)Gever: arık ya da ark denen toprak su kanalından; karık denen ve suyun öbür karığa taşmaması için, yeli denen tümseklerle ayrılmış tarla bölümlerine suyun çevrildiği yer. (***)Boğ: Yere serilen ve bezden yapılan geniş sergi. Not: Bu mânîler derleme olmayıp tarafımdan yazılmıştır. ALPAGUT BEBEK NİNNİSİ Nenni deyip belediğim, Al kundağa doladığım, Uzun ömür dilediğim.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Uzun kavak boyun olsun, Selvi söğüt dalın olsun, Akan sular ömrün olsun.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Dağda davarın kışlasın, Ovada çiftin işlesin, Seni bize bağışlasın.. (Mevlâ) Nenni yavrum, nenni.. neni.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Sancağının dibi çukur. Kaytancılar kaytan dokur. Benim yavrum Kur’ân okur.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Kaynak Kişi : Ali BAĞCI( Büyük Dudu Ali) Derleyen : Mustafa SUNA MUSTAFA SUNA --------------------------------------------------------------------------
Yüksek minareden attım kendimi, Araya-araya buldum yarimi, Türlü çiçeklerden aldım rengini..
Ah yarim-vah yarim akşamlar oldu; Bizim kavuşmamız mahşere kaldı..
Evimin önünden gelir-geçersin, Savurda-savurda tütün içersin, Ne beni alır, ne de vaz geçersin..
Ak taşın altında sarı karınca. Oyuna kalkmışlar gelin-görümce, Aklımı aldırdım yari görünce…
Ayva yapraklandı güller çillendi; Yarimin cebinde mendil kirlendi. Benim yarim küccecikken dillendi..
Kız pınar başında testi dolduru, Testinin kulpuna güller konduru, Eve gelir gül benzini solduru..
Kaynak Kişi: Gülsüm GÜLER Bilinen Namı: Kahya Gülsüm Yenge Kızlık Soyadı: MOZAK
Derleyen: Esra SUNA(Torunu) Düzeltme: Mustafa SUNA
-------------------------------------------------------------------------- MANİLERE YAZ GELDİ (ALPAGUT-TEMMUZ.2006) Domatesler kızardı.. Erik dalda bozardı.. Çepin vurdum karığa; Üstüm-başım tozardı!!(!) Elim çimen paklıyor.. Karga dalda “gaklıyor!” Karınca yola düşmüş; Kışa azık saklıyor..(!) Paçam doldu erice.(*) Dolu yağdı irice.. Çiftçimiz ağıt yakar; Mal kalmamış dirice! Fasulyede yok kılçık.. Toprak sulanmış; balçık.. Kart börülce satılmaz; Yağmur-çökek, Dal! Yol! Çık! Çaydan dinle şırıltı.. Arılardan zırıltı..! Malı para edenin; Gözlerinde pırıltı..! Geverlerde yok yarık.(**) Lebalep doldu arık.. Arık silme dolmazsa; Bekle dur!; çıkar karık.(!) Can erik, cana değdi.. Küpeli dalın eğdi.. Kara erik sorarsan; Pestili kışın yeğdi.. Tarhana seren boğa;(***) Siyah boğu tez oğa! Beyaz boğda tarhana; Bekle ki, güneş doğa!(!) (*)Erice: Kuru çimen püskülü. (**)Gever: arık ya da ark denen toprak su kanalından; karık denen ve suyun öbür karığa taşmaması için, yeli denen tümseklerle ayrılmış tarla bölümlerine suyun çevrildiği yer. (***)Boğ: Yere serilen ve bezden yapılan geniş sergi. Not: Bu mânîler derleme olmayıp tarafımdan yazılmıştır. ALPAGUT BEBEK NİNNİSİ Nenni deyip belediğim, Al kundağa doladığım, Uzun ömür dilediğim.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Uzun kavak boyun olsun, Selvi söğüt dalın olsun, Akan sular ömrün olsun.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Dağda davarın kışlasın, Ovada çiftin işlesin, Seni bize bağışlasın.. (Mevlâ) Nenni yavrum, nenni.. neni.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Sancağının dibi çukur. Kaytancılar kaytan dokur. Benim yavrum Kur’ân okur.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Kaynak Kişi : Ali BAĞCI( Büyük Dudu Ali) Derleyen : Mustafa SUNA MUSTAFA SUNA --------------------------------------------------------------------------
(ALPAGUT-TEMMUZ.2006) Domatesler kızardı.. Erik dalda bozardı.. Çepin vurdum karığa; Üstüm-başım tozardı!!(!) Elim çimen paklıyor.. Karga dalda “gaklıyor!” Karınca yola düşmüş; Kışa azık saklıyor..(!) Paçam doldu erice.(*) Dolu yağdı irice.. Çiftçimiz ağıt yakar; Mal kalmamış dirice! Fasulyede yok kılçık.. Toprak sulanmış; balçık.. Kart börülce satılmaz; Yağmur-çökek, Dal! Yol! Çık! Çaydan dinle şırıltı.. Arılardan zırıltı..! Malı para edenin; Gözlerinde pırıltı..! Geverlerde yok yarık.(**) Lebalep doldu arık.. Arık silme dolmazsa; Bekle dur!; çıkar karık.(!) Can erik, cana değdi.. Küpeli dalın eğdi.. Kara erik sorarsan; Pestili kışın yeğdi.. Tarhana seren boğa;(***) Siyah boğu tez oğa! Beyaz boğda tarhana; Bekle ki, güneş doğa!(!) (*)Erice: Kuru çimen püskülü. (**)Gever: arık ya da ark denen toprak su kanalından; karık denen ve suyun öbür karığa taşmaması için, yeli denen tümseklerle ayrılmış tarla bölümlerine suyun çevrildiği yer. (***)Boğ: Yere serilen ve bezden yapılan geniş sergi. Not: Bu mânîler derleme olmayıp tarafımdan yazılmıştır. ALPAGUT BEBEK NİNNİSİ Nenni deyip belediğim, Al kundağa doladığım, Uzun ömür dilediğim.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Uzun kavak boyun olsun, Selvi söğüt dalın olsun, Akan sular ömrün olsun.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Dağda davarın kışlasın, Ovada çiftin işlesin, Seni bize bağışlasın.. (Mevlâ) Nenni yavrum, nenni.. neni.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Sancağının dibi çukur. Kaytancılar kaytan dokur. Benim yavrum Kur’ân okur.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Kaynak Kişi : Ali BAĞCI( Büyük Dudu Ali) Derleyen : Mustafa SUNA MUSTAFA SUNA --------------------------------------------------------------------------
Domatesler kızardı.. Erik dalda bozardı.. Çepin vurdum karığa; Üstüm-başım tozardı!!(!)
Elim çimen paklıyor.. Karga dalda “gaklıyor!” Karınca yola düşmüş; Kışa azık saklıyor..(!)
Paçam doldu erice.(*) Dolu yağdı irice.. Çiftçimiz ağıt yakar; Mal kalmamış dirice!
Fasulyede yok kılçık.. Toprak sulanmış; balçık.. Kart börülce satılmaz; Yağmur-çökek, Dal! Yol! Çık!
Çaydan dinle şırıltı.. Arılardan zırıltı..! Malı para edenin; Gözlerinde pırıltı..!
Geverlerde yok yarık.(**) Lebalep doldu arık.. Arık silme dolmazsa; Bekle dur!; çıkar karık.(!)
Can erik, cana değdi.. Küpeli dalın eğdi.. Kara erik sorarsan; Pestili kışın yeğdi..
Tarhana seren boğa;(***) Siyah boğu tez oğa! Beyaz boğda tarhana; Bekle ki, güneş doğa!(!)
(*)Erice: Kuru çimen püskülü. (**)Gever: arık ya da ark denen toprak su kanalından; karık denen ve suyun öbür karığa taşmaması için, yeli denen tümseklerle ayrılmış tarla bölümlerine suyun çevrildiği yer. (***)Boğ: Yere serilen ve bezden yapılan geniş sergi.
Not: Bu mânîler derleme olmayıp tarafımdan yazılmıştır.
ALPAGUT BEBEK NİNNİSİ Nenni deyip belediğim, Al kundağa doladığım, Uzun ömür dilediğim.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Uzun kavak boyun olsun, Selvi söğüt dalın olsun, Akan sular ömrün olsun.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Dağda davarın kışlasın, Ovada çiftin işlesin, Seni bize bağışlasın.. (Mevlâ) Nenni yavrum, nenni.. neni.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Sancağının dibi çukur. Kaytancılar kaytan dokur. Benim yavrum Kur’ân okur.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Nenni yavrum, nenni.. neni.. Kaynak Kişi : Ali BAĞCI( Büyük Dudu Ali) Derleyen : Mustafa SUNA MUSTAFA SUNA --------------------------------------------------------------------------
Nenni deyip belediğim, Al kundağa doladığım, Uzun ömür dilediğim..
Nenni yavrum, nenni.. neni.. Nenni yavrum, nenni.. neni..
Uzun kavak boyun olsun, Selvi söğüt dalın olsun, Akan sular ömrün olsun..
Dağda davarın kışlasın, Ovada çiftin işlesin, Seni bize bağışlasın.. (Mevlâ)
Sancağının dibi çukur. Kaytancılar kaytan dokur. Benim yavrum Kur’ân okur..
Kaynak Kişi : Ali BAĞCI( Büyük Dudu Ali)
Derleyen : Mustafa SUNA
MUSTAFA SUNA
--------------------------------------------------------------------------